Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi
ekosistemimizin farkına varmak için fırsat sunuyor..

Kimyasal katkısız yetişen 700'ü aşkın tıbbi bitki,
sera, herbarium, laboratuar..

Sağlık Çevre Okulu, staj imkanı, yayınlar,
tez-proje ve kurum destekleri..

Geçmişle bugünü buluşturan
geleneksel tıp festivali..

Biyoçeşitliliğin korunup geliştirilmesine,
tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımına katkı..

Psk. Orhan Gümüşel

 

Fiziksel veya toplumsal yaşam ortamındaki uyaranların zararlı etkilerinin metabolizma ve duygu-düşünce-davranış bağlamında üzerimizde oluşturduğu baskıya “stres”; bireysel ve çevresel kaynakları kullanmak suretiyle stresin yarattığı baskıdan kurtulmak için ortaya koyduğumuz duygu-düşünce-davranış yönelimine ise “uyum” denir. İki çeşit uyum yöntemi vardır:

Adaptif reaksiyon: Stresörü çözümlemeye yönelik aktif, planlı, kontrollü davranma.

Maladaptif reaksiyon: Çözümleme amacı gütmeyen, o anda stres yaratan durumdan kurtulmaya dönük erteleme, minimize etme, yön değiştirme, görmezden gelme ve benzeri şekilde davranma.

Kişinin, stresin bedensel belirtilerine yönelik farkındalığını arttırarak bu belirtileri kontrol etmesine, bir anlamda psikolojik olarak gevşeyip rahatlamayı öğrenmesine yardımcı olan yönteme “biofeedback”; bedensel tepkilerin geribildiriminin yanında, beyin dalgalarının gözlenmesi ve kişinin bunları geribildirim aracı olarak kullanabilmesi esasına dayanan yönteme ise “neuro-biofeedback” (sinir-beden geribildirimi) denir. Geribildirim, nabız, vücut sıcaklığı, kas direnci gibi fizyolojik özelliklerle ilgili olduğunda “bioffedback”, beyin bio elektrik faaliyetleriyle ilgili olduğunda “neurofeedback”; her iki bildirim birlikte kullanıldığında -ki tavsiye edilen yöntem budur- “neuro-biofeedback” adını alır.

Neuro-biofeedback yönteminde, insan vücudunun çeşitli durumlar karşısında gösterdiği reaksiyonlar ölçülerek geribildirimler yoluyla kişiye o durumu nasıl kontrol altına alacağı öğretilir. Temelde, öğrenmelere dayalı bir zihin eğitimi programıdır. Psikoterapi süreci içinde uygulanan bu yöntemle kişiye stresi kontrol etme becerisi kazandırılır. Neuro-biofeedback sırasında beyne dışarıdan fiziksel bir müdahale yapılmaz. Yani, beyne elektrik verilmez. Beynin mikrovolt düzeyindeki elektrik işleyişi ölçülerek geribildirimler yoluyla etki sağlanır.  

Neuro-biofeedback, nöropsikiyatri alanında, özellikle bellek bozuklukları, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, panik bozukluk, kaygı bozuklukları, uyku bozuklukları, depresyon, alkol ve madde bağımlığı, migren gibi durumlarda yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Çocuklarda, özellikle “dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu”nun (DEHB) tedavisinde, çocuğa dikkatini yoğunlaştırma ve sürdürebilme becerisini kazandırmak amacıyla kullanılır. DEHB olan çocukların sabırsız, aceleci, dikkatsiz davranışlarını farketmelerini ve bunlar üzerinde denetim kurmalarını sağlar. Kekemeliğin ve bazı konuşma bozukluklarının tedavisinde de faydalıdır. Ergenlik dönemindeki gençlerde, özellikle sınav ve performans kaygısıyla ilgili şikâyetlerde olumlu sonuç verir. Beynin yaydığı dalgaları bilgisayar ortamında görmek ve dikkati yoğunlaştırarak buna müdahale edebilmek çocuğun kendine güvenini arttırır.

Neurobiofeedback yönteminin kullanım alanları psikoterapiye yardımcı olmakla sınırlı değildir. Stresörler açısından zengin olan günlük yaşantı içinde yorulan beyni otojenik olarak rahatlatır. Stresörlerden kaçmayı ve bunlarla başetme mekanizmalarını öğrenip kullanabilmeyi sağlar, böylece stres ve strese bağlı nedenlerle ortaya çıkabilecek ruhi rahatsızlıklardan korunmaya yardımcı olur. Stresli ortamlarda soğukkanlı kalabilme becerisini kazandıran ilaçsız bir yöntemdir. Hedef belirlemeye, öğrenme stratejilerinin oluşturulmasına, iç disiplini ve sürekliliği sağlamaya yardımcı olur. Kişisel gelişim alanlarında, dikkat ve konsantrasyon becerisini kuvvetlendirmede, belleğin verimli kullanılmasında, görsel algı gelişiminde de kullanılır.

Neurobiofeedback, hem danışan hem de tedavi ekibi açısından avantajlar sunan bir yöntemdir:

Danışan açısından;

- Terapi sürecinde pasif olma eğilimindeki hastayı aktive eder.

- Kendine güven duygusunu arttırır. 

- Motivasyonu ve başarma güdüsünü arttırır.

- Farkındalık düzeyini arttırır.

- Strese yönelik tolerans eşiğinin yükselmesine yardımcı olur.

- Olumsuz yaşam olaylarına yönelik konsantrasyon gücünü arttırır.

- Olumlu duygulanım ve davranış değişikliklerine yönelik proflaktik etki gösterir.

- Tedavi sürecinin kısalmasına yardımcı olur.

 

Tedavi ekibi açısından;

- Terapi sürecinde pasif olma eğilimindeki hastayı aktive eder.

- Terapi sürecinin planlanmasında ve stratejilerin belirlenmesinde öngörü sağlar.

- Biyolojik geribildirim yoluyla hasta daha objektif olarak yönlendirilebilir.

- Hastayla ilgili daha çok geribildirim alınabilir ve performans değerlendirmesi yapılabilir.

- Verilen ilaç rejiminin bioyararlılığı izlenebilir.

- Kombine tedaviyi güçlendirir.