Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi
ekosistemimizin farkına varmak için fırsat sunuyor..

Kimyasal katkısız yetişen 700'ü aşkın tıbbi bitki,
sera, herbarium, laboratuar..

Sağlık Çevre Okulu, staj imkanı, yayınlar,
tez-proje ve kurum destekleri..

Geçmişle bugünü buluşturan
geleneksel tıp festivali..

Biyoçeşitliliğin korunup geliştirilmesine,
tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımına katkı..

Tuzun Oluşumu ve Kalitesi

Habibe Belgin Yılmaz

Tuz, kimyasal ismiyle sodyum klorür, genellikle renksizdir. Tuzlar bulundukları zemin ya da kayaçların içerdiği minerallere göre yeşil, turuncu, kahverengi gibi renkler alabilir.

İç Anadolu’ nun birçok havzasında tuz oluşumu devam etmektedir. Türkiye’de tuzun doğal şartlarda üretilmeyişi problem oluşturmaktadır. Özellikle asidik olduğu için sterilizasyon yapılamamaktadır. Bu yüzden tuz çıkarma işlemleri sırasında işçilerin steril koşullarda çalışması gerekmektedir. 

Türkiye’de 4 şekilde tuz üretilmektedir:
Deniz tuzu: Solar yöntem ile elde edilir. Yer altında bulunan kanallarla denizlerden gelen suyun dinlenme havzalarında doğal artemialar (bakteri türü) ile daha fazla ısınarak buharlaşması sonucu oluşur.
Göl tuzu: Göllerdeki suların buharlaşmasıyla oluşan tuz çökeltileridir. Akarsu ile bağlantılı ise dağ tuzu da denilebilir.
Kaya tuzu: Yeraltında az ya da çok katı formda bulunur. Dışarı çıkarılarak farklı yöntemlerle işlenebilir ya da kaya şeklinde kullanılabilir. Mineral içeriği çok yüksek olmasına rağmen kar ve buz ile mücadelede kullanılır. Rengi oldukça beyazdır (Aşkale, Oltu tuzları gibi).
Kaynak tuzu: Su kayayı belli miktarlarda eriterek bir havuzda biriktirir ve kademeli olarak çok yavaş şekilde buharlaşarak kaynak tuzu oluşur. Yaklaşık %25 tuz oluşunca kenarlardan tuz beyazlaşmaları başlar.

Türkiye’de 36 ocakta kaynak tuzu oluşturulurken yalnızca %2’si kullanılabilmektedir.

Yağmur, tanecik boyutlarını düşürür, mineral oranını azaltır ve oluşan tuzun kalitesini düşürür.  Bu yüzden ocak etraflarında birçok önlem alınmaktadır.

Tuzlardaki en büyük tehlikelerden biri potasyum ferrosiyanür oranıdır.

Yapılan analizlerde deniz ve kaya tuzlarının ağır metal içeriği çok fazla iken kaynak tuzlarında bu oran oldukça azdır. İşlenmiş sofra tuzlarında ise ağır metal içeriği en yüksek orandadır.

Kırmızı renkli tuz demir minerali açısından zengindir.

Sofralarda kullanılan iyotlu tuzlar E katkı maddeleri ve siyanür içermektedir.

Derin deniz okyanus tuzu, en saf içeriğe sahip ölü deniz tuzudur. Bebeklerin burun spreylerinde kullanılmaktadır. 84 mineral içerir.

Günlük 20 gr tuz ihtiyacımızın 12-16 gr’ı dışarıdan alınan kimyasal içerikli tuzlardandır. Bu yüzden tuz kalitesine dikkat edilmelidir.