Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi
ekosistemimizin farkına varmak için fırsat sunuyor..

Kimyasal katkısız yetişen 700'ü aşkın tıbbi bitki,
sera, herbarium, laboratuar..

Sağlık Çevre Okulu, staj imkanı, yayınlar,
tez-proje ve kurum destekleri..

Geçmişle bugünü buluşturan
geleneksel tıp festivali..

Biyoçeşitliliğin korunup geliştirilmesine,
tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımına katkı..

Doç.Dr. Yeşim Erdem

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Biyosistem Mühendisliği Bölümü Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı

 

Ülkemizde toplam tarım üretiminin %73’ lük payını tahıllar oluşturmakta, bu grubu yağlı tohumlu bitkiler, pamuk ve kenevir gibi lifli bitkiler, patates ve kuru baklagiller, sebze ve meyve grupları ve nihayet tıbbi ve aromatik bitkiler izlemektedir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yeryüzünde kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilerin sayısı 20 000 civarındadır. Bunlardan 4000’iyaygın kullanılmakta, dünyada 2000, Batı Avrupa’da ise 500 kadar tıbbi bitkinin ticareti yapılmaktadır. Son yıllarda, dünya bitkisel ilaç ticaret hacmi yıllık 18-20 milyar dolar civarında olup ileriki yıllarda daha da artacağı tahmin edilmektedir (Comtrade, 2009).

Dünya yıllık su rezervi 1.36 milyar km3 gibi büyük bir değere sahip olmasına karşın, bu suyun yaklaşık %97.5’i okyanus ve denizlerde bulunmaktadır ve kullanımı ekonomik görülmemektedir. Tatlı su kaynakları olarak nitelendirilen %2.5’lik kısmın ise, %79’ u buzullarda, %20’si yeraltının derin katmanlarında ve %1’ i kullanılabilir su olarak bulunmaktadır (Anonymous 2009a).

Kullanılabilir su kaynaklarının yeryüzündeki dengesiz dağılımının yanı sıra %1.5’lik dünya nüfus artış hızı, sanayileşme sonucundaki aşırı tüketim ile kirletme, su politikası ve su yönetimindeki yaklaşımlar, verimsiz sulama teknikleri ve küresel iklim değişikliği su kaynakları üzerindeki rekabeti her geçen gün daha da arttırmaktadır. Mevcut kullanılabilir suyun yaklaşık %70’inin tarımda kullanılması dolayısıyla, bu rekabetin özellikle sulama uygulamalarını önemli düzeyde etkileyeceğine uzmanlar tarafından dikkat çekilmektedir.

Tarımda amaç birim alana düşen üretimi, dolayısıyla kişi başına düşen milli geliri yükseltmektir. Üretimi arttırmak için günümüze kadar hedef, birim alandan maksimum verim sağlamaktı. Günümüzde ise, birim sudan maksimum verim sağlamaktır. Araştırmalar, su kaynaklarının optimum kullanımı üzerine yoğunlaşmıştır.

Nüfus artışına paralel olarak, ülkemizde yeraltı ve yerüstü yaklaşık 110 milyar m3 kullanılabilir suyun tarıma ayrılan kısmı giderek azalmaktadır. Ülkemizin işlenebilir tarım arazilerinin 8.5 M ha’ ı ekonomik olarak sulanabilir olmakla birlikte, günümüzde yaklaşık 5.5 M ha arazi sulanmaktadır. Geri kalan kısmın 10 yıl içinde yeni tekniklerle sulamaya açılması hedeflenmektedir. Su kayıplarını azaltan ve sulama etkinliğini arttıran tekniklerin kullanımı yanında; sulamanın profesyonel-bilgili eller, DSİ vb. kurumlar tarafından yapılması da önemlidir.

Tarımsal sulama uygulamalarında en büyük su kaybının suyun iletimi ve dağıtımı sırasında buharlaşma ve derine sızma şeklinde gerçekleşmesinden dolayı, açık kanal su iletim sistemleri basınçlı boru sistemlerine, yüzey sulama yöntemleri ise damla ve yağmurlama gibi basınçlı sulama yöntemlerine dönüşmeye başlamıştır.

ICID (Uluslararası Sulama ve Drenaj Komisyonu) raporlarına göre, 2009 yılında dünyada sulanan 207 milyon ha alanın yaklaşık 44 milyon ha’ı (%21), ülkemizde ise 5.34 milyon ha alanın 136 000 ha’ı (%2.5) damla ve yağmurlama sulama yöntemleri ile sulanmaktaydı. Basınçlı sulamaya ayrılan desteklerin artması ile günümüzde yaklaşık 250 000 ha alanın basınçlı sulama yöntemleri ile sulandığı tahmin edilmektedir (Anonymous, 2009b).

 

Kaynaklar
Anonymous (2009a). http://www.dsi.gov.tr/topraksu.htm

Anonymous (2009b). http://www.icid.org/database.html

Comtrade 2009, The2009 International Trade Statistics Yearbook, Volume II- Trade by Commodity. The International Trade Statistics Yearbook (ITSY) of the United Nations Statistics Division/ Department of Economic and Social Affairs.