Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi
ekosistemimizin farkına varmak için fırsat sunuyor..

Kimyasal katkısız yetişen 700'ü aşkın tıbbi bitki,
sera, herbarium, laboratuar..

Sağlık Çevre Okulu, staj imkanı, yayınlar,
tez-proje ve kurum destekleri..

Geçmişle bugünü buluşturan
geleneksel tıp festivali..

Biyoçeşitliliğin korunup geliştirilmesine,
tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımına katkı..

Hasibe Akın
Mimar

Permakültür; etik temelli, sürdürülebilir bir tasarım bilimi demektir. Etik temeli, üç ana ayağın üzerine oturuyor:
1) İnsanı gözet. 2) Dünyayı gözet. 3) Yarattığın artı değeri birinci ve ikinci ilkeye vakfet.

Şehirde en bol bulunan şey: organik atık ve insan. Permakültür bize “sorunun, çözümün ta kendisi” olduğunu, organik atıklardan kompost yöntemleri ile toprağımı üretebileceğimizi, enerjimizi ve kaynaklarımızı daha verimli kullanmayı, insanların örgütlenerek beraberce neleri başarabileceğini ve topluluk olabilmenin değerini öğretir.

Organik atıklardan toprak yerine hepoburların beslenebileceği bir sistem yaratmak şehir için en güzel çözümlerden biri. Belediyelerin mevzuatı, organik atıkları dönüştürüp kaynak olarak tekrar kullanmamıza destek ve alan açtığında şehirde de tavuk yetiştirebileceğiz. Bu konudaki istek ve ihtiyaçlarımızı “şiddetsiz iletişim” ile yetkililere duyurmak önemli.

Şehirde tüketimin en çok görüldüğü yapılardan biri olan avm’lerde bu iki kaynağa çokça rastlamak mümkün: Organik atık ve insan. Mimar olarak çalıştığım avm’nin teras katındaki bir alanı işte böyle dönüştürdük: Önce avm içinde örgütlenmenin sağlanabilmesine liderlik ettim. Bu kaynaklarla nasıl bir üretim süreci yaratılabileceğini tek tek anlattım. İki üç kişi inandı, destekledi, diğerleri dalga geçti ya da ciddiye almadı.

Avm’deki atıkları topladık. Restaurantlardaki mutfak atıkları, mağazalardaki koli atıkları, inşaattan çıkan talaş ve ahşaplar.. Bu atıklardan, önce alanımızın ihtiyacı olan toprağı ürettik. Anadolu’daki çiftçilerden ulaşabildiklerimize haber saldık, 92 çeşit atalık yerel tohumdan oluşan tohum kütüphanemizi kurduk. Bu süreçte Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesinin sağladığı fideler ve destekler için şükran doluyuz. Bu tohum ve fideleri toprağımızla buluşturduk. Sistemin içine hayvanların entegre olabilmesi için biyolojik çeşitlilik yaratmaya çalıştık. Solucanlar toprağımızı besledi. Yakınlardaki koruda bulunan böcekler, arılar, kelebekler kısa süre sonra ziyaretçilerimiz oldu. Tavukların da olması hayallerimden biriydi. Eğitim, atölye ve farkındalık çalışmaları ile projeyi merak eden kimselerin de bir ucundan tutabilmesi için alan açtık. Avm sinemasında ayda bir defa ücretsiz film gösterimleri ve söyleşiler gerçekleştirdik ve yakın çevrede bu konulara ilgisi olan olmayan herkesin dikkatini çekmeye çalıştık.

Bu dönüşümün şehrin her yerinde başlamasını isterim. Peki siz mahallenizden başlamaya ne dersiniz?