Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi
ekosistemimizin farkına varmak için fırsat sunuyor..

Kimyasal katkısız yetişen 750'yi aşkın tıbbi bitki,
sera, herbarium, laboratuar..

Sağlık Çevre Okulu, staj imkanı, yayınlar,
tez-proje ve kurum destekleri..

Geçmişle bugünü buluşturan
geleneksel tıp festivali..

Biyoçeşitliliğin korunup geliştirilmesine,
tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımına katkı..

Baharatın Hayatımızdaki Yeri

Cenk Durmuşkâhya
Celal Bayar Üniversitesi
Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi 

Yiyeceklere koku ve tat vermek için kullanılan bitki veya bitki parçalarına “bahârat” denir. İlk kez Avesta dilinde “vanhar” olarak kullanılan ve “güzel kokulu çiçek, çölde yağmurdan sonra açan bitki” anlamlarına gelen kelime, Arapçaya “buhâr, bahâr” (güzel kokulu bitki) olarak girmiştir. Dilimize Arapçadan geçen ve sonundaki “-at” ekiyle çoğul olan “bahârat” kelimesi “güzel kokulu bitkiler” anlamına gelir.

Tarih boyunca farklı coğrafyalarda yüzlerce bahârat kullanılmıştır. En bilinenleri karabiber, kırmızıbiber, kekik, kimyon ve nanedir. Bahâratın öncelikle yiyecekleri uzun süre korumak ve sindirimi kolaylaştırmak için kullanıldığı söylenebilir, zira birçoğunun hazmettirici ve antiseptik özelliği vardır. Örneğin, pastırmaya ilave edilen çemen ve sucuğa ilave edilen sarımsak, pişirilmeden hazırlanan bu yiyeceklerde mikroorganizma üremesine ve çabuk bozulmaya engel olur. Bahârat koku, tat ve renk vermek için de kullanılmıştır. Örneğin, en pahalı bitkilerden olan safran, yiyeceklere yalnızca renk verir (Eski devirlerde safranlı pilav zenginlik sembolü yemeklerden sayılmıştır). Bahâratın yerini günümüzde önemli ölçüde sentetik katkı maddeleri almıştır. 

Bahâratın kokusu, acılığı, tatlılığı, ekşiliği.. bitkinin içinde depo edilen ve metabolik faaliyet sonucunda ortaya çıkan alkoloid, glikozit, tanen, terpen, uçucu yağ gibi “sekonder metabolit”lerden gelir. Örneğin, acı bibere acısını veren “capsain” adlı aktif bileşen; naneye kokusunu veren uçucu yağdır.

Kök, kabuk, gövde, dal, yaprak, çiçek, meyve, tohum veya bütün bitki bahârat olarak kullanılabilir. Örneğin, havlıcan, zencefil ve zerdeçal köklerinden; kekik, mercanköşk ve nane yapraklarından; karabiber, rezene ve yenibahar meyvelerinden; haşhaş, hardal ve kakule tohumlarından bahârat elde edilir. Kokusu ve tadı keskin olanlar tek başına, hafif olanlar başka bahâratla karıştırılarak kullanılır. Hindistan’a özgü garam masal, Çin’e özgü Çin tozu ve ülkemizde de yaygınlaşan köri karışık bahârata örnek verilebilir. Kesin bir formülü olmayıp isteğe göre karıştırılan köfte baharı, tavuk baharı, salata baharı gibi türlerin kullanımı da yaygındır.

Bahârat olarak kullanılacak bitkiler genellikle kurutulur. Böylece uzun süre saklanabilir ve yetiştikleri yerden çok uzaklarda dahi kullanılabilirler. Bitkiler uygun şartlarda kurutulmadığında, öğütülerek ve açık halde saklandığında özelliklerini kısa sürede kaybeder. Bir araştırmada, öğütülmüş karabiberin üç ay içinde tüketilmezse içindeki etken maddelerin tamamını kaybettiği tespit edilmiştir. Dereotu, fesleğen, maydanoz, roka gibi bazı otsu bitkiler ise kurutulunca aromasını kaybettiği için taze olarak tüketilir.

Bahârat olarak kullanılan bitkilerin bol miktarda yetiştiği bölgelerde hem taze hem kuru kullanımları yaygındır. Birçok bahârat bitkisinin de kültürü yapılmaktadır. Ülkemizde taze olarak bulunmayan havlıcan, zencefil, zerdeçal gibi türler bol bulundukları uzakdoğu ülkelerden kurutulmuş halde satın alınmaktadır.  

Özellikle antik dönemde dünya ticaretinin büyük kısmını oluşturan bahârat, üretildiği ülkelerden develere, eşeklere veya gemilere yüklenerek binlerce kilometre mesafedeki ülkelere götürülmüştür. Bahârat Yolu ve bir zamanlar ülkemizden geçen İpek Yolu, Doğu’da üretilen bahâratın Batı’ya ulaştırılması için kullanılmış; pekçok köylü, işçi ve tüccar geçimini buradan sağlamıştır. İspanyol ve Portekizli gemiciler dünyanın çeşitli bölgelerine seyahat ederek kendilerine para ve ödül kazandıracak yeni türler aramışlardır. Böylece, bir zamanlar çok dar bir alanda yetişen bitkilerden elde edilen bahârat bile bugün bütün dünyada yaygın şekilde kullanılır olmuştur. Örneğin, eskiden sadece Brezilya’nın güney kesimleri ile Bolivya arasında yetişen kırmızıbiber bugün ülkemizde Urfa’yla özdeşleşmiştir.

Ülkemizde kullanılan bahârat

Türkçe adı Bilimsel adı
Ardıç Juniperus communis
Adaçayı Salvia officinalis
Anason Pimpinella anisum
Aspir Carthamus tinctorius
Badem Amygdalus communis
Beyaz hardal Sinapis alba
Biberiye Rosmarinus officinalis
Cedvar Curcuma zedoaria
Çemen Trigonella foenum-graecum
Çörekotu Nigella sativa
Darıfülfül Piper longum
Defne Laurus nobilis
Demirhindi Tamarindus indica
Dereotu Anethum graveolens
Fesleğen Ocimum basilicum
Gül Rosa damascena
Haşhaş Papaver somniferum
Havlıcan Alpinia officinarum
İsot Capsicum annum
İzmir kekiği Origanum onites
Kakule Elettaria cardamomum
Kapari Capparis spinosa
Kara biber Piper nigrum
Kara kekik Coridothymus capitatus
Karaman kimyonu Carum carvi
Karanfil Syzygium aromaticum
Kebabiye Piper cubeba
Kekik Thymus sp.
Kereviz Apium graveolens
Kırmızı biber Capsicum annum
Kimyon Cuminum cyminum
Kişniş Coriandrum sativum
Köri Karışım
Küçük Hindistan cevizi Myristica fragrans
Lavanta Lavandula stoechas
Limon Citrus limon
Mahlep Prunus mahaleb
Maydanoz Petroselinum crispum
Meksika biberi Piper auritum
Mercanköşk Origanum majorana
Mersin Myrtus communis
Meyan Glycyrrhiza glabra
Nane Mentha sp.
Nar Punica granatum
Portakal Citrus sinensis
Rezene Foeniculum vulgare
Roka Eruca sativa
Safran Crocus sativus
Sakız Pistacia lentiscus var. chia
Sarımsak Allium sativum
Sedefotu Ruta graveolens
Siyah hardal Brassica nigra
Soğan Allium cepa
Sumak Rhus coriaria
Susam Sesamum indicum
Şeytantersi Ferula assa-foetida
Şili biberi Capsicum frutescens
Tarçın Cinnamomum zeylanicum
Tarhun Artemisia dracunculus
Tere Lepidium sativum
Turunç Citrus aurantium var. amara
Vanilya Vanilla planifolia
Wasabi Wasabia japonica
Yalancı karabiber (Peru biberi) Schinus molle
Yenibahar Pimenta dioica
Yıldız anasonu Illicium verum
Zencefil Zingiber officinale
Zerdeçal Curcuma longa