Geçmişten Günümüze Bitkilerin Tıbbi Kullanımlarının Karşılaştırılması
Nazım Tanrıkulu
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Çiftçi Eğitim Merkezi
25 önemli tıbbi bitkinin (Artemisia absinthium, Rosmarinus officinalis, Achillea millefolium, Nigella sativa, Laurus nobilis, Malva sp., Althaea sp., Vitex agnus-castus, Cichorium intybus, Tilia platyphyllos, Urtica sp., Valeriana officinalis, Rosa canina, Cistus creticus, Origanum majorana, Myrtus communis, Glycyrrhiza glabra, Sambucus nigra, Melissa officinalis, Viscum album, Pistacia lentiscus, Hypericum perforatum, Plantago lanceolata, Matricaria recutita, Arum maculatum) belirlenen tıp yazmalarındaki kullanımını, etnobotanik derlemelerle ortaya konan halk tıbbındaki kullanımını ve günümüz araştırmalarındaki kullanımını karşılaştırdık.
Yazmalarda, söz konusu bitkilerin hemen hepsinin yılan, akrep vb. zehirli hayvan sokmalarına karşı kullanıldığı görülmektedir. Günümüz halk tıbbında da benzer bitki reçeteleri kullanılmaktadır. Halk hekimliği, genellikle kırsal alanda, sağlık sistemlerine uzak köylerde yaygın olduğundan, buralarda önemli sorun olan zehirli hayvan sokmalarına karşı bitkisel devalar uygulanması doğaldır. Fakat bitkilerin bu yönüyle ilgili modern araştırmalar bulunmamaktadır.
Bitkilerin halk tıbbında kullanım amacı ve şekli Türkiye genelinde hemen her bölgede benzerlik göstermektedir. Etnobotanik araştırmalarında bitkinin ne amaçla, nasıl kullanılacağı genellikle kaynak kişilerin aktarımına göre kayıtlara geçmiştir. Fakat halk tıbbında da, kaynak eserlerde de bitki kullanım bilgisi, doz, hazırlama yöntemi ve kullanım süreleri gibi unsurların genellikle belirtilmediği veya net olmadığı görülmüştür. Bu bilgilerden hareketle yeni çalışma yapılması güçleşmektedir.
Çalışmamız sırasında en çok sözlükler konusunda güçlük çekilmiş, kaynakların sonundaki sözlükler terkiplerde kullanılan bitkiler için yetersiz kalmıştır. Disiplinlerarası işbirliği ile, sadece tıp yazmalarındaki bitkileri ve diğer maddeleri içeren bir sözlük çalışması yapılması araştırmacılara faydalı olacaktır.
Osmanlı dönemine dair tıp tarihi kaynaklarında geçen, ilaç yapımında kullanılan bitkilerin günümüzdeki karşılıklarını bulmak güçtür. Araştırmacıların terkiplerdeki bitkilerin tam karşılıklarına ulaşabilmeleri önemlidir. Yazma eserler genellikle dilbilimciler tarafından incelendiğinden bitkilerin sınıflandırılmasında ve tanımlanmasında hatalar olabilmektedir. Bu eserlerin dibilbilimci, sistematik botanikçi, eczacı, tıp tarihçisi, hekim işbirliği ile etraflıca incelenmesi, terkiplere dair çalışma yürüteceklere daha güvenilir kaynak sunacaktır.
Günümüzde nedeni ve tedavisi tam bilinmeyen bazı hastalıkların nedenleri ile devaları incelenen eserlerde detaylı olarak anlatılmıştır. Yazma eserlerdeki bitki kullanım bilgisinin günümüze uyarlanması gerekir. Bu eserlerin dilbilimci, eczacı, hekim, kimyager, tıp tarihçisi, etnofarmakolog, farmakognozist ve farmasötik botanikçiler tarafından incelenmesi ve klinik çalışmalarla söz konusu devaların etkinliklerinin teyit edilmesi, devasız görülen marazların iyileşmesine vesile olabilecek ilaçların ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Üniversitelerimizin tıp, eczacılık, botanik, kimya, tıbbi ve aromatik bitkiler bölümleri ile Sağlık Bakanlığı, TÜBİTAK, yerli ilaç sanayi gibi konunun paydaşlarının katkı sunacağı milli bir kurum, geleneksel tıp kitaplarındaki ve halk tıbbındaki bilgilerin etkinliğini sistematik olarak araştırmalı, eski eserler raflardan inip insanlığa faydalı olmalıdır.
Çalışmamız, bugünki bilgilerin tarihi tecrübelere dayalı olduğunu göstermektedir. Tıp büyüklerimiz İbn Sina ve er-Razi’nin enfeksiyon hastalıklarındaki tecrübeleri, bugün de çözüm olarak sunulan karantina kavramının gelişimine katkı sağlamıştır. Günümüz pandemilerinde karantina ile birlikte faydalandığımız sağlık, diyet ve hijyen kurallarını ortaya koyan da yine bu hekimlerdir.
İncelediğimiz bitkilerin günümüzdeki kullanımlarını araştırırken rastladığımız bazı araştırmacılar, kendi ülkelerinde geleneksel tıp metinlerindeki bilgilerden yola çıkarak çaresiz görülen hastalıkların tedavilerini araştırmış, sonuçları bilim insanları ile paylaşmıştır. Dioscorides, Galenos, İbn Sina gibi Anadolu medeniyetine katkı sunmuş tıp büyüklerimizin eserleri, çaresi bilinmeyen hastalıklar için bulunmaz birer hazine olarak sarrafını aramaktadır. Bu eserler bilim insanlarımız tarafından incelenerek onlarca maraza deva bulunabilir.