Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi
ekosistemimizin farkına varmak için fırsat sunuyor..

Kimyasal katkısız yetişen 750'yi aşkın tıbbi bitki,
sera, herbarium, laboratuar..

Sağlık Çevre Okulu, staj imkanı, yayınlar,
tez-proje ve kurum destekleri..

Geçmişle bugünü buluşturan
geleneksel tıp festivali..

Biyoçeşitliliğin korunup geliştirilmesine,
tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımına katkı..

Doğal Tütsü

Rana Babaç Çelebi

Güzel kokular var oldukları çağ ve coğrafyalardan bağımsız olarak; hayat (canlılık), muhtelif erdemler, iyi ruhlar ve tanrılarla ilişkilendirilirken, kötü kokular ise ölüm, hastalıklar, kötü ruhlar ve şeytanlar ile ilişkilendirilmiştir.

Dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı inançlara sahip insanlar aynı dönemlerde, aynı şekilde, kötülüklere karşı kalkan ve görünmez güçlere gıda olduğuna inandıkları güzel kokuları, var olan herşeyin yaratıcısı ve sebebi olan güçlere, ruhlara ve tanrılara adak olarak sunmuşlar, bunu ibadetlerinin parçası haline getirmişlerdir. Kötü kokular ise, ortaçağdaki istisnai birkaç vaka ve medikal yaklaşım hariç, hastalık ve lanet kaygısıyla baskılanmaya, def edilmeye çalışılmıştır.

 

Önce şamanlar, kamlar mensup oldukları avcı toplayıcı insan gruplarına kılavuzluk etmek üzere ateşin üzerine bıraktıkları güzel kokulu bitkilerle ata ve doğa ruhları ile iletişim kurmuş, düşkünlere şifa dağıtmış, yaşadıkları dünyanın kötülüklerinden korunmak için görünmez güçlere iletmek istedikleri yakarışları dumanlarla göklere taşımışlardır.

Sonraki dönemde, yerleşik tarım toplumlarından doğan zengin medeniyetlerin ayrıcalık sahibi zümreleri, aynı kendilerinden önce yapıldığı gibi, güzel kokulu ağaçları, sakız ve bitkileri ateşin üzerine bırakarak güzel kokulu duman adaklarını kutsal ruhlara ve tanrılara sunmuşlar, bu şekilde hem dumanları soluyarak görünmez güçlerle iletişime geçmiş ve onlara yaklaşmaya çalışmış, hem de bir ruh tarafından esir alınan hastaların veya akıl sağlığı bozulanların bedenlerinden bu ruhları çıkartarak onları iyileştirmiş veya kontrol altında tutmaya çalışmışlardır.

Tütsü dumanlarından yayılan güzel kokular yalnızca dini hayatın periferlerinde değil, günlük hayatın merkezinde de kendilerine yer bulmuştur. Ayrıcalıklı sınıflar, tütsüleri; güzel kokmak, kıyafetlerini parfümlendirmek, yaşama alanlarını güzel kokutmak, hayayı arındırmak, misafir ağırlamak, hayvanlarını terbiye etmek, güç ve sosyal statülerini ifade etmek için bir aracı olarak kullanmışlardır. 


Mitolojilerin şafağı, insanoğlunun güneş ve ay döngülerine bağlı yaşadığı eski çağlarda dünya sahnesine çıkan “tütsü”, bugün formülü değişmiş, dönüşmüş ve çeşitlenmiş olsa da insanoğlunun temel varoluşsal ihtiyaçlarının ruhani bir ifadesi ve günlük hayatta kendi yetkinliğinin ötesindeki problemlerinin pratik bir çözümü olarak aynı şekilde tüketilmeye devam etmektedir.