Kentte Ağaç Olmak
Prof.Dr. Ünal Akkemik
İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Botaniği AD
Dünya üzerinde yaklaşık 380 milyon öncesine dayanan ağaçların hayatını, biz insanlar dünyada yaşamaya başlamamızla birlikte kontrolumuz altına aldık. Kurduğumuz kentlerin yollarında, parklarında, korularında ya da bahçelerimizde onları verdiğimiz imkanlar içinde yaşamaya zorladık. Kentte ağaç olmak böyle birşey.
Ağacın yaşayacağı ortamı biz seçiyoruz, toprağını, suyunu ve yerine göre havasını biz belirliyoruz ve bunu da kendi çıkarlarımız için yapıyoruz. Çünkü kent ağaçlarından; tozu ve kirli gazları emerek ve oksijen salarak havayı iyileştirmelerini, kent ısı adasının etkisini azaltarak ve sıcaklığı dengeleyerek gölge ve serinlik vermelerini, ekosistemi sürdürerek canlılara hayat ortamı ve güzellik sağlamalarını bekliyoruz. Kentte ağaç olmak böyle birşey.
Bir kentteki ağaçların türü ve çeşitliliği o kentteki insanların, yöneticilerin ve karar vericilerin tercihleri, kentlerarası ve ülkelerarası etkileşimler ve peyzaj fuar ve sergileri gibi farklı faktörlerle şekillenir. Bundan dolayı kentin doğasındaki ağaç çeşitliliğinin çok daha fazlasını kent ortamında görebiliriz. Dünyanın farklı ülkelerinden getirilmiş farklı türlere aynı alanlarda rastlayabiliriz.
Kentte ağaç olmak doğal ortamında ağaç olmaktan çok farklı ve daha zordur. Çünkü;
yetiştiği toprak doğal alandaki topraktan çok daha azdır, kök çevresi sınırlıdır, aşırı budamaya uğrar, hava kirliliği, egzoz, duman gibi kirleticilere ve kent ısı adalarına maruz kalır, tür ve dikim alanları açısından yanlış tercihlere uğrar, hastalıklara karşı savunmasız durumda kalır. Kenti paylaştığımız ağaçlarımıza bazen doğadaki gibi ideal yaşama alanları sunabilsek de, çoğu zaman hayatı zindan ediyoruz. Yaşadığımız kentin cadde ve sokaklarında çınar ve dişbudak ağaçlarının hızla öldüğünü, palmiyelerin yer yer aniden kuruduğunu görüyoruz.
Bütün bu olumsuzluklara karşın, dünyanın en güzel mega kentlerinden biri olan İstanbul’da kent tarihi ve kültürü ile özdeşleşmiş ağaçlarımız bulunmaktadır. İyi durumda olan fıstıkçamları, serviler, çitlembikler, kızılçamlar, çınarlar, ıhlamurlar, erguvanlar, meşeler, sığlalar, akçaağaçlar, soforalar, sakızlar, defneler gibi.. Özellikle fıstıkçamı, servi, erguvan, çitlembik, çınar ve sakız gibi kentle özdeşlemiş ağaçların sürekliliğinin sağlanması, kentin tarihi ve kültürel dokusunun ve doğal yapısının korunmasını temin edecektir.
Kentin hayat kaynağı, ekosistem dengeleyicisi, sağlık ve estetik değeri olan ağaçların kaliteli ve insan müdahalesinin en az seviyede olduğu ortamlarda yaşatılması, başta kent sakinleri, bütün karar vericilerin ortak hedefi olmalıdır.
Sağlıklı ve dirençli kentler ancak sağlıklı ağaçlarla mümkündür.