Ebru Sanatının Tedavide Yeri
Ecz. Nimet Özata
“Ebru”, bir görüşe göre Farsça “bulut” veya “bulutumsu” anlamına gelen “ebr”den, diğer bir görüşe göre de “suyüzü” anlamına gelen “ab-ru”dan gelmiştir. Tarihimizde bilinen en eski ebru 1519 yılına aittir, fakat ebrunun 8. veya 9. yüzyıllardan itibaren yapıldığı tahmin edilmektedir. 17. yüzyılda “Türk kağıdı” adıyla Avrupa’ya taşınmıştır. İlk zamanlar hattın zemininde, kitap ciltlerinin ve yazı pervazlarının süslenmesinde kullanılırken, günümüzde başlı başına bir sanat olarak kabul edilmektedir. Ebru tarihimizdeki başlıca sanatçılar Şebek, Şeyh Sadık efendi, Ethem efendi, Şeyh Aziz efendi, Necmeddin Okyay, Sacid Okyay ve Mustafa Düzgünman’dır.
Ebru çeşitleri, battal ebru, gel-git ebrusu, şal ebrusu, hatip ebrusu, taraklı şal ebrusu, bülbül yuvası, kumlu-kılçıklı ebru, hafif ebru, taraklı ebru, somaki ebru, akkase ebru, yazılı ebru, çiçekli ebru’dur. Çiçekli ebrularda lale, karanfil, gelincik, menekşe, papatya, sümbül ve gül yapılır.
Ebru sanatı, özellikle ruhsal hastalıkların tedavisinde müzikle birlikte kullanılır. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesinde, başta Almanya ve Avusturya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde her yaştan hastanın rehabilitasyonunda başarıyla kullanılmaktadır.