Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi
ekosistemimizin farkına varmak için fırsat sunuyor..

Kimyasal katkısız yetişen 700'ü aşkın tıbbi bitki,
sera, herbarium, laboratuar..

Sağlık Çevre Okulu, staj imkanı, yayınlar,
tez-proje ve kurum destekleri..

Geçmişle bugünü buluşturan
geleneksel tıp festivali..

Biyoçeşitliliğin korunup geliştirilmesine,
tıbbi bitkilerin etkin ve güvenli kullanımına katkı..

Alev Özderici

 

Bitkisel gıdaları besin değerlerine zarar veren herhangi bir işleme maruz bırakmadan, içerdikleri besinler canlı kalacak biçimde tüketmenin birçok faydası vardır.

Sebze ve meyveler doğal hallerinde canlı ve besin değeri yüksek özsularla doludur. Gıdaları pişirdiğimizde ilk kaybedilen özsularıdır. Oysa vücudumuzun %60-75'lik bölümünü oluşturan su, canlı özsularına ihtiyaç duyar.

Gıdaları pişirmek parçalama, hazmetme ve emilim işlemini zorlaştırır.

Gıdalar pişirilirken oksijenlerini kaybeder, vücudumuz antioksidanlardan mahrum kalır ve hücrelerimizi tehdit eden serbest radikaller oluşur. Vücudun sağlıklı kalması, parlayan bir cilde, gözlere, saç ve tırnaklara sahip olabilmesi için antioksidanlar şarttır.

45 derecenin üzerinde pişirilen gıdalarda, enzimlerin %100'ü, vitaminlerin yaklaşık %85'i ve proteinin yaklaşık %50'si pişirme sırasında yokolmaktadır.

Vücudumuzun her işlevi için enzimlere ihtiyaç vardır. Yaşlanmanın en önemli göstergelerinden biri azalan enzim miktarlarıdır. Hücre bölünmesinin yavaşlaması, bağışıklık sistemini, beyin fonksiyonlarını ve enerji seviyesini olumsuz etkiler. Vücut enzim ihtiyacını besinlerle takviye etmeye çalışır.

Pişmiş yağlar vücutta depolanabilirken, canlı yağlar normal şartlar altında kolaylıkla vücuttan atılabilir.

Obezite, yüksek kolestrol, kalp-damar, yüksek tansiyon, kanser, böbrek yetmezliği hastalarının ağırlıklı olarak pişmiş yağ tükettikleri gözlenmiştir. 

Yağları pişirmek içlerindeki lipaz enzimini yok ettiği için, vücudumuzda yeterli enzim üretimi veya rezervi yoksa kilo almak kaçınılmaz olur. Çünkü lipaz enzimi olmadan vücudumuz yağları sindiremez. Lipaz enziminin aktif olması için, fındık, fıstık gibi yemişlerin kavrulmamış, çiğ tüketilmesi önemlidir.

Avokado, zeytin, hindistan cevizi, kalın kabuklu fındık, ceviz gibi yemişler ve çekirdeklerin içerdiği ham -pişmemiş yağlar- sağlıklı beslenmenin temel unsurlarındandır. Bu yağlar değişik antioksidanlar içerdikleri gibi, kemiklere, eklemlere ve sinirlere destek olmaktadır.

Pişirme sırasındaki ısıl işlem canlı gıdaları asidik bir yapıya dönüştürür. Asidik bir vücut akut ve kronik hastalıkların ortaya çıkması açısından uygun bir zemine sahiptir. Halbuki bitkisel canlı gıdaların çoğu orijinal hallerinde bazik yapılıdır ve vücudun asiditesini düşürmeye yardımcı olarak ideal pH 7,365 ortamında tutulmasını sağlar, hastalıkların gelişebileceği ortamların oluşmasını engeller.

Bütün canlı gıdalar filizlendirilerek yetiştirilebilir, yani hepsi hayat doludur. ‘Doğal ve tam’ gıdalarla beslenenlerin kilo alma ihtimali çok düşüktür. Bu kişilerin yaşlanması yavaş olur. Beden ve zihin performansları yüksek kalır.

Canlı gıdalarla beslenenler yapay katkı maddelerinin muhtemel zararlarından uzak kalır. 

Canlı gıdalarla beslenmenin fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal olumlu etkisi 2 hafta ile 2 ay arasında kendini gösterir.